DOLAR 32,6396 0.39%
EURO 35,2259 0.24%
ALTIN 2.524,051,61
BITCOIN %
İstanbul
13°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Merkez Bankası’nın enflasyon tahminini yüzde 12,1 oldu

Merkez Bankası’nın enflasyon tahminini yüzde 12,1 oldu

ABONE OL
Kasım 2, 2020 12:36
Merkez Bankası’nın enflasyon tahminini yüzde 12,1 oldu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, yılın son enflasyon raporunu açıkladı. Merkez Bankası yüzde 8,9 seviyesinde olan yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 12,1 seviyesine yükseltti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, yılın son enflasyon raporunu açıkladı. TCMB, enflasyon beklentilerini yukarı yönde revize etti. Başkan Uysal,  enflasyonun 2020 yıl sonunda yüzde 12,1 olarak gerçekleşeceği, 2021 yıl sonunda yüzde 9,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağının tahmin edildiğini söyledi. Bir önceki beklenti bu yıl için yüzde 8,9, gelecek yıl için yüzde 6,2 seviyesinde bulunuyordu.

2020 yıl sonu enflasyon tahmini 3.2 puanlık güncellediklerini kaydeden Uysal, “Bir önceki TL cinsi ithalat fiyatları 1.6 puan yukarı, çıktı açığı 0,.9 puan etki yaptı. Gıda enflasyonundaki artış 0.7 puan yukarı çekerken ana eğilimi ve başlangıç koşularındaki güncellemenin etkisi 0,2 puan hesaplandı. Hizmetler sektöründeki KDV indirimlerinin etkisi -0.2 puan olacak” dedi.

‘REEL FAİZLERDE POZİTİF BİR YÜKSELMEYİ İMA EDİYOR’

Merkez Bankası Başkanı, ‘Faizde ne zaman normalleşeceğiz’ sorusuna, “Enflasyon beklentisi, enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar para politikasında sıkı duruş devam edecek. Daha çok odaklanma ağırlıklı fonlamaya odaklanmalı. Geç likidite penceresi üst sınır olarak görülmeli. Bu da reel faizlerinde pozitif bir yükselmeyi ima ediyor” yanıtını verdi.

Uysal, para politikasında sıkılaştırma yapıldığını savunarak, odaklanılması gereken noktanın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin 500 baz artırılması olduğunu söyledi.

‘KUR HEDEFİMİZ YOK’

Uysal, döviz kurlarındaki şiddetli yükselişe nasıl baktıkları sorusuna, “Döviz kurundaki hareketler birçok faktörden etkileniyor. Jeopolitik gelişmeler, bekleyişlerin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Merkez Bankası olarak reel veya nominal olarak herhangi bir kur seviyesi hedeflemiyoruz. Nominal ve reel fiyat hedeflemesine bakıyoruz. Tabi ki mevcut makroekonomik temellere baktığımızda, Türk lirasının oldukça, aşırı değersiz bir noktada olduğunu değerlendirebiliriz. Para politikası duruşunun enflasyonu kontrol altına alma etkisiyle, döviz kurlarında da etkisinin olmasını bekleriz. Orta vadede makro gerçeklerle uyumlu bir noktaya gelecektir. Değersiz TL fiyat istikrarına ilişkin riskler oluşturuyor. Bizim döviz kurlarını hedefleme gibi bir duruşumuz yok” yanıtını verdi.

‘GÜVEN SORUNLARI OLABİLİYOR’

Uysal, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve döviz kurlarında hedefleme yapmadan enflasyonda nasıl hedefleme yapılabileceği sorusuna şöyle yanıt verdi: “Kurdan kaynaklanacak etkileri dahil ederek açıkladık. Türk lirası cinsi ithalat fiyatlarının enflasyondaki etkisi oldukça belirgin düzeyde. Kur seviyelerine baktığımızda zaman zaman ekonomik temellerden uzaklaşma olabilir. kurun seviyesiyle ilgili herhangi bir tahminimiz yok. Enflasyona etkisindeki rahatsızlığımızı da buna bağlı olarak sıkılaştırma adımları yaparak devam edeceğiz. Merkez Bankası’yla ilgili tartışılan güven sorusu, olağanüstü dönem içinde elimizdeki araçlarla, müdahale yapmaya gayret ediyoruz. Salgının etkilerini azaltmak için attığımız adımlar ve yan adımlar, yani elimizdeki araçlarla gerekli adımları atmaya devam edeceğiz. Olağanüstü dönemden geçtiğimiz için Merkez Bankası’yla ilgili güven tartışmaları yaşanabiliyor. Güçlü para politikasını devam ettirerek, zaman içinde bu güveni artıracağız. İletişimi de artıracağız. Buradaki dozu artıracağımızı söyleyebilirim.”

Uysal’ın konuşmasında öne çıkanlar:

“Koronavirüs salgınını takiben nisanda dip seviyesini gören küresel faaliyet kısmi toparlanma kaydetti. PMI endekslerinde toparlanma sürüyor. Ancak küresel faaliyet salgın öncesi düzeyinin altında seyrediyor. Veri akışıyla birlikte 2020 büyüme öngörüleri iyileşse de bu yıl geneli için belirgin daralmalara işaret ediyor.

Ekonomik politikalar ve salgına yönelik belirsizlikler devam ediyor. Küresel iktisadi faaliyette toparlanmaya yönelik belirsizlikler devam ederken büyüme tahminlerinde de belirsizlikler sürüyor.

Enerji fiyatları düşük seviyesini korurken, gıda başta olmak üzere emtialar salgın öncesi düzeyini arştı. Gelişmiş ülkelerde enflasyon salgın öncesine göre düşük seyrediyor. Salgın nedeniyle genişleyici parasal faaliyetler sürüyor. Küresel likidite koşullarındaki artışa e gelişmiş ülkelerdeki düşük getiriye rağmen çıkış yönlü portföy yatırımları sürüyor.

Düşük miktarda borçlanma senedi piyasalarına girişler gözlendi uluslararası fonlardan. Türkiye’den portföy çıkışları üçüncü çeyrekte de devam etti, Türkiye’nin risk primi küresel belirsizlikler ve ülkeye özgü nedenlerle risk primi yüksek seyretti. Dış borç ödemeleri ve portföy çıkışları dış finansman ihtiyacını arttırdı döviz kuru oynaklığı arttı.

Dış finansman sıkılaşmasına rağmen yurtiçinde kredi genişlemesi sağlandı ve ekonomide hızlı bir toparlanma sağlandı. Enflasyon ve dış denge üzerindeki yansımaları nedeniyle normalleşme ihtiyacı gerekli oldu. BU kapsamda ağustostan bu yana para politikası ve likidite yönetimi kapsamında atılan adımlar ve normalleşmede finansal koşullarda belirgin sıkılaştırma sağlandı. Kredi faizlerinde belirgin yükselişle kredi büyümesi önemli ölçüde yavaşladı.

V tipi belirgin bir toparlanma kaydettik. Salgından olumsuz etkilerine turizm bağlantısı yüksek sektörlerde iyileşme sınırlı kaldı. Toparlama eylül ve ekim aylarında sürdü, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte talebin hız kesmesi ile birlikte 2020 yılında pozitif büyüme ihtimalinin oldukça güçlendiğini değerlendiriyoruz.

Dış dengende mal ihracatında iyi gelen büyüme hizmet faaliyetlerinde turizm başta olmak üzere düşüş cari işlemlerde hızlı bir artış gerçekleşti. İhracat rekabet gücü kazanımlarıyla hızla toparlandı salgın öncesi düzeylerini aştı ertelenmiş talebe ve salgın tedbirleri kapsamında uygulanan likidite ve ithalat toparlanma sürecine girdi. Altın ithalatı ise küresel belirsizliklere ek olarak dolarizasyonla birlikte ağustosta tarihi seviyelerine ulaştı. İlk 8 ayda 26,5 milyar dolar seviyesinde cari açık gerçekleşti. Altın hariç tutulduğunda ihracatın ithalatı karşılaması tarihi yüksek seviyelerde gerçekleşti.

Bu doğrultuda salgın dönemine özgü kredi politikalarının normalleşmesiyle kredi talebinin azalması reel kurun dengeleyici hale gelmesini bekliyoruz. İhracattaki toparlanma ve emtiadaki düşük seviyeler cari işlemler dengesini destekleyecek.

Yıllık enflasyon yüksek seyre işaret ediyor

Toparlanma işgücü piyasasına olumlu yansıyor ama henüz yarısı telafi edilebildi. Kısa çalışma başta olmak üzere işsizlik sigortası fonu ve cari transferler hane halkı gelir kayıplarını sınırladı. Ekonomideki toparlanmayla birlikte temmuzda işgücüne katılım arttı işsizlik oranı azaldı. Yeni iş ilanlarının arttığı ve istihdam koşullarının iyileştiğini öncü göstergeler gösteriyor.
Tüketici ve çekirdek B enflasyonu üçüncü çeyrekte yüzde 11,75 ve 11,57 olarak gerçekleşti. Temmuz enflasyon raporu tahmin aralığının üst bandına yakın seyretti. Talep yönlü dezenflasyonist beklentilerin artmasıyla üçüncü çeyrekte enflasyonda düşüş olacağı öngörümüze rağmen enflasyon öngörülenden yüksek seyretti. Alkollü içecekler ve enerji gruplarında baz etkisi düşüşte etkili oldu. Yıllık enflasyon tahmin bandının içinde kalsa da yüksek seyre işaret ediyor.

Hizmetlerde ise nispeten daha ılımlı seyir izleniyor. Temel mal enflasyonun yükselişte döviz kuru gelişmeleri ve güçlü kredi ivmesine bağlı olarak dayanıklı mal grubu etkili oldu. Hizmetler sektöründe normalleşmeyle arz yönlü enflasyonist bastılar bir miktar azaldı. Gıda enflasyonunda yüksek seyir devam ediyor. Uluslararası gıda fiyatlarının yükselişe geçmesiyle maliyet baskıları yoğunlaştı sektörde. Ankete dayılı enflasyon beklentilerinde yükseliş devam etti.

Ekimde sıkılaşma yönünde güçlü bir adım daha attık

Enflasyon belirsizliği halen yüksek seyrediyor. Ağustosta sıkılaştırıcı adımlara başladık. Aynı dönemde parasal sıkılaştırmayla uyumlu olacak şekilde TL ve yabancı para zorunlu karşılıklardaki artış fonlama ihtiyacının yükselmesinde etkili oldu. Fonlama swap işlemleriyle karşılandı. Açık piyasa işlemleriyle yapılan fonlama kompozisyonunda hedefli likidite imkanlarını azaltarak belirgin değişilme gittik. Haftalık ve repo azaltıldı gecelik fonlama ve geleneksel repoda artış gerçekleştirdik. Enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması için eylülde politika faizini arttırdık ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini arttırdık. Ekimde sıkılaşma yönünde güçlü bir adım daha attık. Bu kapsamda para politikası operasyonel çerçevesinde değişiklik yaptık GLP faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranı farkını 300 baz puan belirledik. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar sıkı para politikası sürdürülecek çerçeveyi oluşturduk.

Enflasyon tahmini yüzde 12,1 çıktı

İthalat fiyatları gıda ve dışsal unsurlar için varsayımlarımızı gözden geçirdik. Temmuz ile enerji fiyatları uyumlu, endüstriyel metal tarımsal ürünler gibi emtialara bağlı olarak ithalat fiyatları varsayımımızda yukarı güncelleme yaptık. Temmuz raporunda yüzde 10,5 aldığımız gıda enflasyonu tahminini döviz kuru ve işlenmemişteki yüzde 13,5 olarak güncelledik. Gıda enflasyonu tahminin yüzde 8’den yüzde 10,5’e çektik. Maliye politikalarının para politikaları ile eşgüdümle belirleneceği çerçevede tahminlerimizi yaptık. 2020 sonunda yüzde 12,1 olarak gerçekleşeceğini 2021 yüzde 9,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 ile istikrar kazanacak.

Çıktı açığı tahminleri

Normalleşmenin kademeli gerçekleşmesiyle enflasyonist etkiler talep yönlü az da olsa sürüyor. Güçlü kredi ivmesine bağlı olarak finansman koşullarına bağlı mal gruplarında fiyatlar yüksek seyrediyor. Çıktı açığı tahminleri yukarı yönlü güncellendi.

2020 yıl sonu enflasyon tahmini 3.2 puanlık güncelledik. Bir önceki TL cinsi ithalat fiyatları 1.6 puan yukarı, çıktı açığı 0,.9 puan etki yaptı. Gıda enflasyonundaki artış 0.7 puan yukarı çekerken ana eğilimi ve başlangıç koşularındaki güncellemenin etkisi 0,2 puan hesaplandı. Hizmetler sektöründeki KDV indirimlerinin etkisi -0.2 puan olacak.

2021 yılı 3.2 puanlık güncellemeye en büyük katkı 2020 güncellemesi ve ithalat fiyatlarından geldi. 1.6 puan geçmişe dönük güncelleme, gıda 0.5 puanlık etki yaptı. Talep koşullarının güçlü seyretmesi çıktı açığı 0.3 puan yükseltti.

Tahminler ikinci bir dalga olmayacağı ve küresel risk iştahında bozulma olmayacağı senaryosuyla yapıldı. Düşük faiz ortamının süreceği öngörüldü. Enflasyonda belirgin iyileşme sağlanana kadar sıkı duruş sürdürülecek.

SORU-CEVAP

Son faiz kararı, 2018 yılında sadeleşmeye geçilmişti koridor mekanizmasından çıkmıştı. O günden beri yeni çerçeveye sadık kalınmıştı. Son kararla birlikte politika faizine dokunulmadan üst koridor artırıldı bu çerçeve değişikliği midir? Faiz koridoru yeniden aktif bir politika aracı mı olacak?

Son PPK toplantısında ek bir sıkılaşma adımı daha attık ekimde. Salgının seyrine iç ve dış talebe yönelik belirsizlikler devam ediyor. Bununla birlikte küresel risk iştahına bağlı oynaklıklar devam etti. Olağanüstü bir dönemden geçtik geçiyoruz. Para politikası operasyonel çerçevede son attığımız adımla birlikte yapılan sıkılaştırmayı güçlendirip esneklik sağladık para politikası çerçevesinde. Ağustos başından itibaren AOFM 500 baz puan artış sağladık. Fais koridoru simetrik aktif kullanılmaya başlanmıştı. Piyasa faizlerinde güçlü yükseliş oldu. Kredilerde yavaşlama gördük. Bununla birlikte eylül ayına geldiğimizde politika faizinde artışla sıkılaştırmayı sürdürdük. Ekimde para politikasının operasyonel çerçevesinde değişiklik yaptık. Aslında sadeleşmeden kalıcı uzaklaşma değil simetrik koridor korunuyor tek sefere yönelik bir ayarlama yapıldı. Önümüzdeki dönemde para politikasının esneklik noktasında kolaylık sağlayacak.

Faizlerde ne zaman bir normalleşeceğiz diye sormak istiyorum. Para politikası açısından uygulanan biden fazla faiz var. Reel sektör ve piyasalar açısından bakıldığından belirsizlik gibi duruyor. Ne anlamda ne zaman normalleşme öngörüyorsunuz?

Son dönemde piyasa fonlamasında ağırlıklı gecelik borç verme ve geleneksel ihalelere başvurduk. Merkez Bankası’nın faizini nerden görebiliriz.. Aslında AOFM, Merkez Bankası’nın sıkılığını gösteren önemli gösterge ve seviye. Mevcut ve beklenen enflasyon seviyesiyle kıyaslanınca pozitif bölgede ve yükseliş eğilimi devam ediyor. Borsa İstanbul gecelik repo faizi de aktarım ve kerdi mevduat fiyatlamaları açısından önemli gösterge. Sıkılaşmanın neticesinde baz alınan bir gösterge AOFM ve gecelik oluşan faiz oranını seviyesi. Bizim şu anki para politikasının sıkılaştırmayı gösteriyor. Enflasyon beklentileri ve görünümü fiyatlama davranışlarında belirgin iyileşme sağlanana kadar sıkı duruş eğilimi devam edecek. Her ne kadar birkaç farklı kanaldan fonlama görünse de odaklanması gereken AOFM ve gecelik faizlerin nerede oluştuğu. GLP seviyesi üst limit olarak düşünülebilir. Gecelik faizler büyük ölçüde Merkez Bankası dışında da oluşan faizler GLP sınırında oluşuyor. Bu da sıkılaştırmayı gösteriyor.

Dövizdeki yükselişi durduramadık, PPK toplantısında bunu öngörebiliyor muydunuz yükseliş konusunda ne söyleyeceksiniz?

Döviz kurundaki hareketler birçok faktörden etkileniyor. Merkez Bankası olarak bizim kur noktasında herhangi nominal reel kur seviyesi hedeflemiyoruz. Finansal ve fiyat istikrarı bakımından konuya yaklaşıyoruz. Zaman zaman döviz kurlarında iktisadi temellerden uzaklaşma olabiliyor orta vadede makroekonomik temellerle uyumlu bir noktaya gelmesini öngörüyoruz. Mevcut markoekonomik temellere bakınca reel kurun seviyesinin TL’nin aşırı değersiz noktada olduğunu değerlendirebiliriz. Önümüzdeki dönemde para politikası ve fiyat istikrarı konusunda para politikası duruşunun enflasyonu kontrol altına alınmasıyla döviz kuruna yansımayı bekleriz. Değersiz durum fiyat ve finansal istikrar açısından riskler oluşturuyor cari denge açısından destekleyici görünüyor. Döviz kurunun seviyesiyle ilgili hedefimiz yok. Fiyat istikrarının tehdit edici boyutu ve aşırı volatililte hassasiyetimiz var. Para politikası duruşunu belirlerken bunu dikkate alıyoruz.

Yüzde 20’ler civarında olduğunu gözlemliyoruz kur geçişkenlniğini. Büyüklüğü ve hızı değişkenlik gösteriyor. Bunda etkili olan zaman zaman talep ve beklentiler kurdaki şokun boyutu gibi etkiler bunu farklılaştırabiliyor ama ortalama yüzde 20’ler civarında. Alt gruplarda da farklılaşıyor dayanaklı mal gruplarında talep nedeniyle daha yüksek. Giyimde daha düşük geçişkenlik etkisi talep az olduğu için. Ama ortalamalarda yüzde 20’ler civarında.
Özellikle salgının başlangıç döneminden itibaren ekonomi yönetimi çok seri tedbirler aldı biz de Merkez Bankası olarak hem likidite hem de attığımız destekleyici adımlarla kredi kanalının sağlıklı çalışmasına destek olduk. Hızlı bir toparlanma ortaya çıkardı iktisadi faaliyette dünyadaki diğer ülkelere nazaran. Mayıs itibariyle dipten dönüş var. Kredi ivmesinin yan etkileri oluşmaya başladığını gördük temmuz ortalarından itibaren daha önce attığımız destekleyici adımlardan kademeli çıkış çerçevesinde sıkılaştırma uygulamaya başladık. Yan etkiler ve makro finansal riskleri telafi etmek için sıkılaştırma yaptık eylülde faiz artırdık faiz koridorunu da aktif kullanmaya devam ettik. AOFM ciddi yükseliş yaşandı yansımalarını belirgin şekilde görmeye başladık. Son PPK’da ise halen küresel bazda devam eden belirsizlik hem küresel ekonomik politikalara yönelik ABD seçimleri vesaire salgın belirsizliği operasyonel çerçevede esneklik sağlayarak son adımı attık. Ancak şu anda para ve likidite politikasında sıkılaşmamız devam ediyor. Enflasyonda belirgin iyileşme sağlanana kadar kararlı şekilde sürdüreceğiz.

Son faiz kararı, 2018 yılında sadeleşmeye geçilmişti koridor mekanizmasından çıkmıştı. O günden beri yeni çerçeveye sadık kalınmıştı. Son kararla birlikte politika faizine dokunulmadan üst koridor artırıldı bu çerçeve değişikliği midir? Faiz koridoru yeniden aktif bir politika aracı mı olacak?

Son PPK toplantısında ek bir sıkılaşma adımı daha attık ekimde. Salgının seyrine iç ve dış talebe yönelik belirsizlikler devam ediyor. Bununla birlikte küresel risk iştahına bağlı oynaklıklar devam etti. Olağanüstü bir dönemden geçtik geçiyoruz. Para politikası operasyonel çerçevede son attığımız adımla birlikte yapılan sıkılaştırmayı güçlendirip esneklik sağladık para politikası çerçevesinde. Ağustos başından itibaren AOFM 500 baz puan artış sağladık. Fais koridoru simetrik aktif kullanılmaya başlanmıştı. Piyasa faizlerinde güçlü yükseliş oldu. Kredilerde yavaşlama gördük. Bununla birlikte eylül ayına geldiğimizde politika faizinde artışla sıkılaştırmayı sürdürdük. Ekimde para politikasının operasyonel çerçevesinde değişiklik yaptık. Aslında sadeleşmeden kalıcı uzaklaşma değil simetrik koridor korunuyor tek sefere yönelik bir ayarlama yapıldı. Önümüzdeki dönemde para politikasının esneklik noktasında kolaylık sağlayacak.

Faizlerde ne zaman bir normalleşeceğiz diye sormak istiyorum. Para politikası açısından uygulanan biden fazla faiz var. Reel sektör ve piyasalar açısından bakıldığından belirsizlik gibi duruyor. Ne anlamda ne zaman normalleşme öngörüyorsunuz?

Son dönemde piyasa fonlamasında ağırlıklı gecelik borç verme ve geleneksel ihalelere başvurduk. Merkez Bankası’nın faizini nerden görebiliriz.. Aslında AOFM, Merkez Bankası’nın sıkılığını gösteren önemli gösterge ve seviye. Mevcut ve beklenen enflasyon seviyesiyle kıyaslanınca pozitif bölgede ve yükseliş eğilimi devam ediyor. Borsa İstanbul gecelik repo faizi de aktarım ve kerdi mevduat fiyatlamaları açısından önemli gösterge. Sıkılaşmanın neticesinde baz alınan bir gösterge AOFM ve gecelik oluşan faiz oranını seviyesi. Bizim şu anki para politikasının sıkılaştırmayı gösteriyor. Enflasyon beklentileri ve görünümü fiyatlama davranışlarında belirgin iyileşme sağlanana kadar sıkı duruş eğilimi devam edecek. Her ne kadar birkaç farklı kanaldan fonlama görünse de odaklanması gereken AOFM ve gecelik faizlerin nerede oluştuğu. GLP seviyesi üst limit olarak düşünülebilir. Gecelik faizler büyük ölçüde Merkez Bankası dışında da oluşan faizler GLP sınırında oluşuyor. Bu da sıkılaştırmayı gösteriyor.

Dövizdeki yükselişi durduramadık, PPK toplantısında bunu öngörebiliyor muydunuz yükseliş konusunda ne söyleyeceksiniz?

Döviz kurundaki hareketler birçok faktörden etkileniyor. Merkez Bankası olarak bizim kur noktasında herhangi nominal reel kur seviyesi hedeflemiyoruz. Finansal ve fiyat istikrarı bakımından konuya yaklaşıyoruz. Zaman zaman döviz kurlarında iktisadi temellerden uzaklaşma olabiliyor orta vadede makroekonomik temellerle uyumlu bir noktaya gelmesini öngörüyoruz. Mevcut markoekonomik temellere bakınca reel kurun seviyesinin TL’nin aşırı değersiz noktada olduğunu değerlendirebiliriz. Önümüzdeki dönemde para politikası ve fiyat istikrarı konusunda para politikası duruşunun enflasyonu kontrol altına alınmasıyla döviz kuruna yansımayı bekleriz. Değersiz durum fiyat ve finansal istikrar açısından riskler oluşturuyor cari denge açısından destekleyici görünüyor. Döviz kurunun seviyesiyle ilgili hedefimiz yok. Fiyat istikrarının tehdit edici boyutu ve aşırı volatililte hassasiyetimiz var. Para politikası duruşunu belirlerken bunu dikkate alıyoruz.

Yüzde 20’ler civarında olduğunu gözlemliyoruz kur geçişkenlniğini. Büyüklüğü ve hızı değişkenlik gösteriyor. Bunda etkili olan zaman zaman talep ve beklentiler kurdaki şokun boyutu gibi etkiler bunu farklılaştırabiliyor ama ortalama yüzde 20’ler civarında. Alt gruplarda da farklılaşıyor dayanaklı mal gruplarında talep nedeniyle daha yüksek. Giyimde daha düşük geçişkenlik etkisi talep az olduğu için. Ama ortalamalarda yüzde 20’ler civarında.
Özellikle salgının başlangıç döneminden itibaren ekonomi yönetimi çok seri tedbirler aldı biz de Merkez Bankası olarak hem likidite hem de attığımız destekleyici adımlarla kredi kanalının sağlıklı çalışmasına destek olduk. Hızlı bir toparlanma ortaya çıkardı iktisadi faaliyette dünyadaki diğer ülkelere nazaran. Mayıs itibariyle dipten dönüş var. Kredi ivmesinin yan etkileri oluşmaya başladığını gördük temmuz ortalarından itibaren daha önce attığımız destekleyici adımlardan kademeli çıkış çerçevesinde sıkılaştırma uygulamaya başladık. Yan etkiler ve makro finansal riskleri telafi etmek için sıkılaştırma yaptık eylülde faiz artırdık faiz koridorunu da aktif kullanmaya devam ettik. AOFM ciddi yükseliş yaşandı yansımalarını belirgin şekilde görmeye başladık. Son PPK’da ise halen küresel bazda devam eden belirsizlik hem küresel ekonomik politikalara yönelik ABD seçimleri vesaire salgın belirsizliği operasyonel çerçevede esneklik sağlayarak son adımı attık. Ancak şu anda para ve likidite politikasında sıkılaşmamız devam ediyor. Enflasyonda belirgin iyileşme sağlanana kadar kararlı şekilde sürdüreceğiz.

Rezervlerin seviyesi endişe verici olduğu söyleniyor bu endişeleri paylaşıyor musunuz?

Döviz rezervleri seviyemiz konusuna açıklık getireyim. Sunumda belirttiğimiz gibi bu olağanüstü dönemde ağustosa kadar olan dönemde ciddi cari açık verdik. Turizm gelirlerinde düşüş oldu ve ihracatta sert bir düşüş oldu güçlü kredi ivmesiyle ithalatta bir artışla karşı karşıya kaldık. Bu başlı başına rezervler üzerinde baskı yarattı. Portföy çıkışları yoğun şekilde devam etti. Dış borç geri ödemeleri devam etti reel sektörün. Kredi ivmenin getirdiği düşük reel faizlerin getirdiği dolarizasyonla karşılaştık iç tarafta. Tüm bunlar rezervlerde baskı oluşturdu, ancak önümüzdeki dönemde sıkılaştırmayla birlikte kredi kanalından gelen baskının kademeli azalmasını reel kurun dengeleyici etkisinin ön plana çıkmasını bekliyoruz. Portföy çıkışlarında durulma ve terse dönüş söz konusu olabilir. Cari dengene ve rezervlerde baskının azalması ve olumlu bir döneme geçilmesi öngörülüyor. Parasal duruşun önemi kritik olacak burada. Hem portföy tercihleri açısından hem yerleşiklerin portföy tercihleri açısından reel faizlerin seviyesi burada önemli olacak. Bunu dikkate alıyoruz faiz seviyelerini belirlerken. Merkez Banası rezervleri kısa vadeli yükümlülüklerimizi karşılayacak seviyede o konuda sıkıntı yok. Fırsat oldukça rezervleri artırma politikasına devam edeceğiz. Kamu bankaları zaman zaman aktivitesi görülebiliyor geçmişteki kadar olmasa da kendi pozisyonları çerçevesinde yapılan adımlar diye düşünüyorum.

Kur seviyesi sizin için endişe verici bir seviye değil mi? Güven tartışmaları oluyor yeniden arttı siz buna nasıl bakıyorsunuz? Yönlendirilen ve yönetilen fiyatlar konusunda bu sefer ne anlamalıyız? Swap anlaşmalarında son durum nedir?

Swap anlaşmaları salgın dönemi ön plana çıkmıştı halen o dönemde başlattığımız görüşmelerimiz vardı. Bazılarında somut gelişmeler var bazılarında sona yaklaştık. Neticelenir neticelenmez hemen açıklama yapacağız. Dış ticaretimizin yüksek olduğu ülkeleri işaret etmiştik biri iki tanesinde somut ilerlemeler var. Neticelenince açıklamasını yapacağız.

Enflasyon tahminleri yaparken kurdan kaynaklanan etkileri tahmin ederek açıkladık. TL cinsi ithalat fiyatlarının enflasyon güncellemesindeki etkisi belirgin düzeyde kur seviyelerinde ekonomik temellerden zaman zaman uzaklaşma yaşanabilir orta vadede kurda normalleşme göreceğiz. Tahmin ya da hedefimiz yok rahatsızlığımızı da para politikası duruşumuza yansıtarak buna karşı olacak adımları atmaya devam edeceğiz.

Merkez Bankası güven noktası biz bu geçtiğimiz olağanüstü dönemde elimizdeki araçlarla gerekli olan tüm müdahaleleri yapmaya gayret ediyoruz. Son dönemde hem salgının etkilerini hafifletmek için attığımız hem de yan etkilere karşı attığımız adımlar bunların devamı elimizdeki araçlarla devam edeceğiz Zaman zaman kredibilitesi güveni veya enflasyon noktasındaki hedefleri gerçekleşmelerle ilgili tartışmalar yaşanabiliyor. Biz güçlü sıkı duruşumuzu devam ederek enflasyonla ilgili beklentileri gerçekleştirerek güveni sağlayacağız. İletişimi daha iyi yapmamız gerektiğini de düşünüyoruz. Hem iletişim hem de araçların kullanımı açısından dozu artıracağız.

YEP ile Merkez Bankası enflasyon beklentisi farklı oldu?

YEP açıklandığı dönemden bu yana ciddi değişim oldu döviz kurlarında dolayısıyla YEP ile bizim tahminimizde belirgin fark var. Biz tahminlerimize büyük ölçüde yansıttık. Esas olarak 2020 sonu ve 2021 tahmininde bizim para politikasında duruşumuz önemli olan. Bunların sonucunda hem iç hem dış dengeye yansımasıyla önümüzdeki dönemde iç talep ve kur üzerindeki etkileriyle birlikte hedeflere ulaşacağımızı düşünüyoruz.

Swap anlaşması ilerleyen Fed, ECB mi dış ticaret ilişkilerimiz olan ülkeler mi? Yerel parayla ticarette hacim konusunda ilerleme göremiyoruz bu hususta bir stratejiniz var mı? Reel sektörle ilgili anketleriniz vardı; reel sektörün son durumu nasıl?

Swaplarla ilgili şu aşamada detaya girmeyeyim somut iki tanesinde olumlu gelişmeler var. Neticelenince açıklamak istiyoruz, İki amaçlı hem finansal istikrarı desteklemek hem yerel paralarla ticareti artırmak için görüşmelerimiz yapılıyor. Kısa sürede neticelenecek açıklayacağız. Yerel paralarla ticarette hacim yavaş gidiyor ama Türkiye ve Çin arasındaki ticarette yerel paraların kullanıldığı ve swap anlaşmamızın kullanıldığını görüyoruz. Artırma gayretlerimiz sürüyor.

Reel sektörle salgın döneminde de yoğun temasımız devam etti. Hatta yeni şube yapılanmamızda belli bir ağırlığı da reel sektörle doğrudan temas kuracak ekipler oluşturduk. Salgında çok yakın temasta olduk. İlk dönemdeki ihtiyaçlar nelerdir tüm bilgi akışı sağlandı. Ona yönelik politikalar üretildi. Hızlı toparlanma sürecinde de ihracata yönelik firmaların güçlü yapıda devam ettiğini görüyoruz. Son sıkılaştırma adımlarının reel sektörü nasıl etkileyebileceğini de takip etmeye devam ediyoruz. Son durum itibariyle baktığımızda yüksek frekanslı verileri gözlemlediğimizde ekim ayında da toparlanmanın sürdüğünü görüyoruz. Yapılan sıkılaştırmanın iktisadi faaliyeti zayıflatıcı noktaya erişmediğini söyleyebilirim. Sıkılaştırma eğilimimizi sürdüreceğiz.

Başkan değişimi olacak ABD’de, Merkez Bankası da altın rezervlerini artırdı yaptırımlara karşı önlem olarak mı artırıldı?

Altın rezervlerimizde payı bizim son birkaç yıldır stratejik arttırdığımız alan. Altın rezervlerinin negatif korelasyonda olması çeşitlendirme için önem verdiğimiz husus. Bankacılılıkta altına dayalı likidite imkanı da kısa süreli dalgalanma yaratabiliyor. Biz altın rezervlerini büyük ölçüde rezerv kompozisyonu içinde değerlendirme devam edeceği. ABD başkanlık seçimleriyle olan bir süreç değil geçmişten gelen rezerv yönetimi. Spesifik bir pozisyonlanma değil.

Göreve geldiğiniz zaman iletişim konusuna önem vereceğinizi söylemiştiniz. Bu geçen süreçte iletişimde kendinizi başarılı görüyor musunuz? Özeleştiriniz var mı? Son dönemdeki eylülde artırım geldi sürpriz oldu, ekimde ise herkes artırım beklerken artırım GLP’de geldi. Ters köşeye yatırdı yorumları yapıldı. Ne dersiniz?

İletişim noktasında eksik kaldığımız taraflar olabilir, özeleştirimizi yapıyoruz. Ama para politikası ve araçları kullanırken içinden geçilen sürecin dikkate alınarak biraz daha hakkaniyetli yaklaşılsa iyi olur diye düşünüyorum. İletişimi artırma gayretinde olacağız. Bizim ve dünyanın içinden geçtiği tüm riskleri dikkate aldığımızda zor bir süreç. Yakın ilişkiyi artırmak için gayret göstereceğiz.

Son politika kararıyla ilgili çerçeveyi açıkladım. Sadeleşmeden uzaklaşma değil de içinden geçilen süreç göz önünde bulundurularak son toplantıda kurul bu şekilde esneklik tercih etti. Bizim sıkılaştırma noktasında tereddüdümüz yok, tüm araçlarımızla sıkılaştırmayı sürdürürüz. Sonuçlarını da göremeye başladık, göreceğiz.

Kurdaki yükseliş bilançolara yansıyor ve finansal istikrarı bozacak. Anlattıklarınızdan kısa vadeli bir müdahaleye ihtiyaç yok gibi anlıyoruz…

Aslında iyi oldu tekrar soru gelmesi yanlış anlaşılma söz konusu olabilir. Biz çok sık aralıklarla para politikası toplantılarımız var her ay yapıyoruz. Bununla birlikte biz sıkılaşma eğilimindeyiz. Dolayısıyla fiyat istikrarı finansal istikrar konusunda para politikası adımları atılmaya devam edilecek ve atıyoruz. Merkez tepki vermiyor.. Nerden anladınız? Tepki verdi güçlü verdi. Süregelen bir sıkılaştırma yaptı ve bu süreç devam ediyor. Gerektiğinde her türlü ilave adımı atabiliriz alanımız da var. Ne şekilde gerekiyorsa o şekilde adımları atmaya devam edeceğiz fiyat ve finansal istikrar için. Bu çok net tereddüt olmasına gerek yok bu konuda.

Merkez Bankası’nın kuru bir yerde sabitleme gibi hedefi olamaz. Merkez Banası kurun enflasyona yansımasını önlemek için para politikası duruşunu şekillendirir. Döviz kuru ekonomik temellerden farklı sebeplerle uzaklaşabilir. Burada farklı etkiler olabilir. Bizim görevimiz enflasyon beklentilerinde iyileşecek adımlar atmak. Orta vadede döviz kuru makno ekonomik temellerle bağlı davranacaktır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.