2020.10.28 04:00
Geçenlerde BBC’de Arsene Wenger ile yapılan enfes söyleşi yayınlandı, meraklısına. 22 seneden sonra ayrılmak zorunda kaldığı Arsenal için söyledikleri içime dokundu, şöyle diyordu profesör: “Çocuklarını büyütmüş, sonra onlardan ayrılmış, artık hiç görüşmeyen ama onları hala çok seven bir baba gibiyim.” Siz bu satırları okurken 71 yaşına basmış olacak bir daha hiç çekilmeyecek bir filmin en afili jönü. Nice senelere…
Yeri gelmişken Wenger’in en önemli hatalarından birini de atlamadan geçmeyelim, malum 22 senelik macerasının muhtemel en kötü hatırası. 2013 Eylül’ünde 50 milyon Euro karşılığında takıma katmıştı Özil’i, 25 yaşındaki oyun kurucu futbolun en verimli çağındaydı. Arsenal öncesinde Real Madrid’de yıldızı parlamış, Avrupa’nın beş büyük liginin en yaratıcı oyuncusu olarak ilk sırayı almıştı. İlk sezonunda verileri kayda değer. 40 maçta 7 gol, 13 asist. 2. sezonu eh işte! 5 gol, 9 asist. Yeteneğine sözümüz olmaz, sezgisel futbol zekâsı mükemmele yakın. Daha önce de bu köşede yazmıştım, çok iyi bir takımı rüya takıma dönüştürebilirdi ama iyi bir takımı çok iyi yapacak, kaptan olacak özelliklere sahip değildi. Yakın geçmişte Vieira gibi arslan yürekli bir kaptanı, eskide Adams gibi bir asla pes etmeyen bir savaşçıyı, Bergkamp gibi adına şarkılar yazılmış bir efsaneyi görmüş takımdan bahsediyoruz sonuçta. Özil, ligin kaya misali topçularının yanında cılız kalıyor, savunma yönünü geliştiremiyor, oyunu iki yönlü oynayamıyor, büyük maçlarda sahada kayboluşu gözden kaçmıyordu. Üstüne özel hayatındaki gereksiz ayrıntılar, seçim zamanlarında ülke siyasetinde malzeme olması da eklenince ortaya çıkan fotoğraf futbolu arka plana atmış, başarıya doymuş, en güzel günlerini geride bırakmış birini hatırlatıyordu. Ne hazin! Velhasıl birlikte çalıştığı üç teknik direktör de istediği verimi alamadı 11 numaradan. Geçenlerde Arteta’nın futbolcuyu neden kadroya almadığını soranlara içtenlikle verdiği cevabı da hatırlatalım yeri gelmişken: “Mesut Özil ile başarısız olduğumu hissediyorum.” Velhasıl takımın en pahalı oyuncusu olarak sözleşmesinin bitimine kadar kalacak gibi. Oysa bir insanın, hele de kariyeri boyunca servet yapmış bir futbolcunun bu yaşamda ne kadar paraya ihtiyacı olabilir ki, hele de o güzel oyunun parçası olmak hünerlerini sergilemek, başka bir formayla yeniden sevilmek, futbol hayatının sonbaharında yeniden yeşermek varken. “Her şeyi zaman varken yapmak gerek. Geciktirilmiş sözler, askıya alınmış hayaller, ertelenmiş itiraflar, gerçekleştirilmeyen buluşmalar; bir gün hepsi size pişmanlık olarak geri dönmeden önce, henüz vakit varken,” der Murathan Mungan, muhtemel Özil’in Arsenal hüsranının en iyi anlatan…
***
Ekim ayının son Pazar’ında Özil’siz Arsenal gece maçında ligin dişli takımı Leicester City karşısında. İki takım da maça çıkarken dokuz puanda, Arsenal 2019’un Aralık ayından beri evinde kaybetmedi. Evinde Leicester City karşısında 27 maçtır yenilmiyorlar, maviler Arsenal deplasmanında en son 1973 senesinde kazanmışlar. Mavilerin gol makinesi Jamie Vardy yedek kulübesinde, Premier Lig tarihinde Arsenal’e karşı oynadıkları maçlarda 10 golü var. Ev sahibi 4-3-3 dizilişinde, gol umutları Lacazette, yanında Aubameyang, Pepe. Yeni transfer Partey savunmanın önünde, 27 yaşındaki defansif orta saha geçen sezon Atletico Madrid’de 35 maça çıktı. Leicester City başlıyor maça, henüz ilk dakikada Arsenal kornerden golü buluyor ama Xhaka ofsayt pozisyonunda. İlk bölümde topla daha çok oynayan takım misafir ama Vardy’nin yokluğunda savunma arkası koşuları kısıtlı. 11’de Belerin vurmakta geç kalınca golden oluyor Arsenal. Oyunu rakip sahaya yıktıklarında iki hücum beki Bellerin ve Tierney 3. bölgede genişlik kazandırıyor takıma. 25’te Tierney’nin soldan ortasında Aubameyang’ın kafa vuruşu isabetsiz. Takım halinde kapanan rakip savunmayı açma adına Bellerin ve Saka’nın savunma arkasına koşularıyla pozisyon üretmeye çalışıyorlar. Topa yüzde 54 oranında sahip oldukları, rakip kaleyi 11 denemede üç kez buldukları devre golsüz kapanıyor.
2. devrenin başında sakatlanan Luiz’in yerine bu sezon ilk kez Mustafi sahada. İyi kapanan, geniş alan bırakmayan rakip karşısında pozisyon üretmekte zorlanıyorlar. 60’ta Leicester City’de Praet’in yerine Vardy sahada. Lacazette’in yerine Aubameyang’ı ortaya çekip Pepe’yi oyuna almak yerine 67’de Saka’yı çıkartıyor Arteta. Akabinde Aubameyang’ın enfes ortasına sert vuruyor Bellerin, kalede Schmeichel çeliyor. Vardy’nin oyuna girişiyle ataklarını artıyor misafir takım, daha çok adamla hücuma çıkıyorlar. 75’te Barnes’ın yerine Cengiz Ünder sahada. 80’de gelişen kontrada golü buluyorlar, Arsenal savunmasının derinliğini kaybettiği pozisyonda sağdan Ünder kesiyor, Vardy kafayla bitiriyor. Velhasıl takım halinde çok iyi kapanan, rakibe pozisyon vermeyen Leicester City, Ünder’in enfes pasıyla üç puanı kaparken Arsenal 2020’de evinde ilk yenilgisini alıyor…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.